EVLİLİK SORUNLARI
Evlilik sorunları, çiftlerin evlilik bağlarını sarsan etkenlerden biridir. “Evlilikte İletişim”, eşlerin birbirlerinin duygu, düşünce ve isteklerinden haberdar olma halidir. Evlilik, hayat boyu sürecek uzun bir süreç olarak düşünüldüğünde kalitesiz ve yetersiz iletişim büyük sorunlara yol açabilir. İletişim bağının zayıf olduğu ilişkilerde eşler birbirlerini anlamamaktan yakınır. Bu yüzden, birbirleriyle konuştukları zamanlarda sağlıklı bir iletişimin aksine daha çok kavga ve tartışma ortamı oluşur. Dolayısıyla, gereksiz çatışma ve anlaşmazlıklara yol açan, yanlış anlama ve iletişim kopuklukları giderilmediğinde evlilikler sorunlarla kolaylıkla çıkmaza girebilmektedir.
Evlilik sorunları yaşamamak için eşler öncelikle birbirlerini tanımalıdır. Çiftler, herkesin farklı kişilik özellikleri, alışkanlıklar ve yeteneklere sahip olduğu gerçeğini asla unutmamalıdır. Sağlıklı bir evlilik, Çiftlerin hayata birbirlerinin pencerelerinden bakabilmelerini, kendi doğrularından başka doğruların da olabileceğini fark etmelerini ve doğal olarak bunlara saygı duymalarını gerektirir. Evlilik sorunlarını aşmak için, eşler birbirlerinin farklılıklarını görmezden gelip, ailenin küçük çocuğu gibi bireysel istekleri doğrultusunda yaşamaya devam ettiklerinde, karşı tarafın beklenti ve rahatsızlıklarına duyarsız kaldıklarında evliliğin önceliği olan sağlıklı bir karı-koca ilişkisi kurulamaz. Bu durum, evli olmanın sorumluluğunu taşımayan eşlerin, yeterli anne-baba olmalarını da engeller. İyi bir anne baba olmak, öncelikle iyi bir çift olmayı gerektirmektedir. Bu da ancak eşlerin birbirlerini daha iyi tanımaları, davranışlarının karşı taraf üzerinde yarattığı etkiyi fark etmeleri ve beklentilere uygun davranmalarıyla sağlanabilir. Gerekli uzlaşma ise ancak doğru ve sağlıklı bir iletişimle mümkündür.
Evlilik Sorunları yaşamadan doğru iletişim için;
- Önce kendinizi tanıyın, duygularınızın ve beklentilerinizin farkında olun.
- Dinleyin ve anlamaya çalışın. Dinlemek istediğinizi gösterin, dinlerken göz teması kurun. Karşınızdakine dinlediğinizi hissettirdiğinizde, kişide duygusal bir boşalım sağlandığından kişi rahatlar ve böylece o da sizi dinlemeye hazır hale gelir.
- Kişiliklerinizi değil, problemleri tartışın. Herkes farklı kişilik özelliklerine sahiptir. Eşler birbirlerinin duygu ve düşüncelerinin farklı olmasına saygı duymalıdırlar.
- Falcılık yapmayın. Eşinizi çok iyi tanımanız, her davranışının nedenini ve sonucunu tahmin edebileceğiniz anlamına gelmez. “Benden bir şey saklıyor”, “Bana bu şekilde konuşuyor ama asıl düşüncesi başka” gibi cümlelerle, elinizde yeterli kanıt olmadan vardığınız sonuçlar sizi bir çıkmaza sürükleyebilir.
- Eşinizi etiketlemekten kaçının. “Sen bencilsin” ya da “Sinirlisin” gibi yakıştırmalar kullanmayın.
- Karşınızdakinin konuşmasının arasına girerek “ama…” ifadesiyle kendinizi müdafaa etmeye çalışmayın. “Şunu neden şöyle yaptın?” sorusuna karşılık olarak “ama” silahına sarılmayın.
- “Sen zaten hep böylesin” gibi genellemeler yapmayın. İnsanlar, oldukları gibi kabul edildiklerinde kendilerini değiştirmek ve geliştirmek için çaba gösterirler. Sürekli eleştirilen eş, olumsuz duygularla ya karşı saldırıya geçecek ya da tartışmaya bile gerek görmeden kabuğuna çekilecektir.
- Geribildirim verin. “Söylemek istediğin bu mu, doğru anlamış mıyım?” gibi bir cümleyle karşınızdakine onu anlamak istediğiniz mesajını verir ve yanlış anlaşılmayı engellemiş olursunuz.
- Duygularınızı belirtin ve karşı tarafın durumla ilgili hissini yakaladıysanız da ifade edin. “Bu davranışım seni üzmüş” gibi bir cümleyle karşınızdaki kişi anlaşıldığını ve önemsendiğini hissederek rahatlayacaktır.
- “Sen” yerine “Ben” demeye çalışın. “ Hep geç kalıyorsun” yerine “Beklemekten hoşlanmıyorum” ya da “Zamanında gelmeni istiyorum” gibi cümleler kurabilirsiniz.
- Eşinizin yapmadıklarını değil yapmasını istediklerinizi net bir şekilde ifade edin. Sizin düşüncelerinizi okumasını beklemeyin. “Sorumsuzsun” demek yerine nasıl davranmasını istiyorsanız onu söyleyin.
- Tartışma öncesinde konuşacağınız konuyu belirleyin. Tartışma sırasında geçmiş konulara girmek sizi asıl konudan uzaklaştırır.
- Tartışmayı doğru zamanda yapın. Eşlerden biri yorgunsa, dinlemek ve anlamak için uygun bir durumda değilse, izlemek istediği bir program veya farklı bir planı varsa tartışmayı daha uygun bir zamanda yapın.
- Televizyon karşısında veya başka kişilerin yanında tartışarak konuyu önemsizleştirmeyin ve dikkatinizi dağıtmayın.
- Tepkilerinizi kontrol edin. Hoşunuza gitmeyen şeylere tepki değil yanıt verin. Bu sizi haklıyken haksız duruma düşmekten ve asıl konudan uzaklaşmaktan kurtarır.
- Yanlış anlaşılmalara yol açacak imalardan kaçının, net olun.
- Yeteri kadar konuşun. Gereksiz detaylarla konuyu anlaşılması güç hale getirmeyin.
- Sorumluluklarınızı kabul edin.
- Her sorun çıktığında “Yürümeyecek, boşanalım”, “Çeker giderim” gibi yıkıcı ifadeler kullanmayın.
- Hassas olduğunuz konulara duyarlı olun. Karşınızdakinin değer yargılarına ters düşecek ifadelerden kaçının.
- Sorunları biriktirmeden çözüm bulmaya çalışın.
- Hatalı olduğunuz durumları ifade edip, özür dileyin.
- Hisleriniz için değil olay sırasındaki olumsuz davranışlarınız için özür dileyin.
- Eşinizin yanlışlarını ya da eksikliklerini araştırmayın.
- İnatlaşmayın.
- Affedici olun.
- Tartışmanın haklı çıkmak için değil, uzlaşmak için yapıldığını unutmayın.
- Eğer bu yolları denediğiniz halde sorunlarınızı çözemezseniz. Bursa’da Aile Terapisi yapan en iyi psikologlardan Vildan KAVAK KARSAN siz değerli danışanlarını bekliyor. 🙂