EMDR Terapisinin uygulandığı başlıca sorunlar :
EMDR Terapisi; suçluluk duygusu, öfke, endişe, travma sonrası reaksiyonları, bazı depresyon çeşitleri, yas ve fobi gibi rahatsızlık verici semptomların azaltılmasında kullanılır. Devamını Oku →
EMDR Terapisi; suçluluk duygusu, öfke, endişe, travma sonrası reaksiyonları, bazı depresyon çeşitleri, yas ve fobi gibi rahatsızlık verici semptomların azaltılmasında kullanılır. Devamını Oku →
Geçmeyen ağrılarınız dünyanızı mı karartıyor? Vücudunuzda bir türlü geçmeyen ağrılarınız mı var? Baş ağrısından kurtulamıyor musunuz? O halde EMDR terapisi sizin için alternatif bir tedavi olabilir.
Psikoterapist, Psikiyatrist, Psikolog Nedir?
Hangisine Gitmeliyim?
Psikoterapist, Psikiyatrist, Psikolog Nedir?
Psikolog ünvanını, üniversitelerin dört yıllık psikoloji bölümünden mezun olan her birey alabilir. Fakat lisans eğitimi bir psikolog için uygulama açısından yeterli değildir. Bu yüzden psikologların lisansüstü eğitim alarak psikolojinin herhangi bir alanında uzmanlaşmaları gerekmektedir. Psikologlar; klinik, gelişim, endüstri, sosyal psikoloji gibi yüksek lisans programlarından birinden uzman psikolog unvanı alırlar.
Çocuğum okula hazır mı ?, Okula uyum sağlayabilecek mi? Okulların açılmasıyla birlikte birçok ebeveynin kaygılandığı konulardan biridir mutlaka. Çocuğun hem ruh sağlığı hem de akademik başarısı için okula doğru zamanda başlamasının ne kadar önemli olduğunu düşünürsek bu kaygıyı yaşamakta pek de haksız sayılmazlar. Özgüveni yüksek, üretken, sorumluluk sahibi birer yetişkin olmasında en kritik başlangıçlardan biridir ilkokul dönemi. Yapılan birçok araştırma okula başlama olgunluğuna erişmiş, zihinsel, duygusal, fiziksel ve sosyal yönden okula hazır olan çocukların hayat boyu çok daha başarılı olduğunu göstermektedir. Devamını Oku →
Çocuğun okul başarısı için zekâ ve yetenek son derece önemlidir. Ancak başarı için zeki ve yetenekli olmak yeterli değildir. Anne ve baba tutumları, çocuğun başarısında son derece büyük bir önem taşımaktadır. Bazı aileler için çocuğun okul başarısı her şey demektir. Çocuğun düşük not alması ailenin kabullenemediği bir durumdur. Bazı ailelerde ise çocuğun başarısı dönem sonunda notlarla gündeme gelene kadar hiç konuşulmaz. Öğrenci ailelerinin ilgisizliği, baskısı, sevgisizliği ya da aşırı ilgisi öğrencilerin ders çalışmaktan soğumalarına, korku ve gerginlik duymalarına sebep olmaktadır. Devamını Oku →
Okul öncesi eğitim artık herkes tarafından önemi kabul edilmekte, fakat bu yeterli mi. Acaba bu konuda yeteri kadar bilinçli miyiz.
Her anne baba çocuğunun çok yetenekli olmasını ister. Çocuğunun bilgi ve becerilerini geliştirebilmesi uğruna imkanları dahilinde her fedakarlığa katlanabilir. Çocukta ise öğrenmeye dair doğuştan bir merak vardır; ama bir de bakarsınız ki, çocuğunuzun hareketlenmeye başladığı andan itibaren çevresindeki nesneler üzerine geliştirdiği, bazen müdahaleci olmaya kadar varan o merak ve motivasyonu, okul döneminde yitip gitmiş. Çocuğumuzun öğrenme, bilgi ve becerilerini geliştirmesine yönelik arzumuz sürekli canlı kalmaktayken, onun öğrenme tutkusu tükenmiştir.
Sınav kaygısı, kişilerin sınav sonucunda elde edeceği akademik başarısızlığı genelleyerek bunun kendi başarısızlığı olarak algılamasından kaynaklanan ve dolayısıyla sınav öncesinde öğrenilmiş bilgilerin, sınav anında etkili bir şekilde kullanılmasını engelleyerek başarının düşmesine neden olan yoğun kaygı halidir. Sınav kaygısında stresin nedeni sınavın kendisi değil, kişinin sınavla ilgili gerçekçi olmayan ve olumsuz düşünce ve algılarıdır. Kişinin olumsuz düşünceleri sebebiyle sınavın kendisi için taşıdığı anlam gerçek anlamdan uzaklaşır ve kaygı ve stres kendisini göstermeye başlar. Her öğrencinin sınava yüklediği anlam aynı olmadığı için bazı öğrenciler daha rahat ve başarılı olurken, bazıları ise yoğun kaygı yaşarlar ve başarısızlık olurlar. Hafif düzeyde kaygı öğrenmede gereklidir. Yaşanan kaygılar sırasında salgılanan adrenalin kişinin öğrenme gücünü, zamanı verimli kullanma becerisini ve dikkatini arttırır, hatırlamasını kolaylaştırır. Ancak yaşanan kaygılar çok yoğun ise, kişinin unutkanlığını arttırır, odaklanma becerisinin zayıflamasına neden olur, organizasyon ve konsantrasyon güçlüğüne yol açar. Amaç kaygının tamamen ortadan kalkması değil, kaygıya yenik düşmemek ve yaşanılan kaygıyı faydamız için kullanabilmektir. Devamını Oku →
Evlilik sorunları, çiftlerin evlilik bağlarını sarsan etkenlerden biridir. “Evlilikte İletişim”, eşlerin birbirlerinin duygu, düşünce ve isteklerinden haberdar olma halidir. Evlilik, hayat boyu sürecek uzun bir süreç olarak düşünüldüğünde kalitesiz ve yetersiz iletişim büyük sorunlara yol açabilir. İletişim bağının zayıf olduğu ilişkilerde eşler birbirlerini anlamamaktan yakınır. Bu yüzden, birbirleriyle konuştukları zamanlarda sağlıklı bir iletişimin aksine daha çok kavga ve tartışma ortamı oluşur. Dolayısıyla, gereksiz çatışma ve anlaşmazlıklara yol açan, yanlış anlama ve iletişim kopuklukları giderilmediğinde evlilikler sorunlarla kolaylıkla çıkmaza girebilmektedir. Devamını Oku →
“Çocuğum çok inatçı, hiç söz dinlemiyor…”
Çocuklarda davranış sorunlarını gözlemlendiğinde, anne babalar çoğu zaman uslu durmalarını, istenilen şekilde davranmalarını beklerler. Çocuklar anne babaların bu beklentilerine cevap vermediğinde ise uzun, mantıklı açıklamalar yapılır. Ancak anne baba çocuğa gerekli konuşmayı yapsa da, çocuk kendini konuşmanın son sözü olan “tamam mı?” dışında her şeye kapatır. Anne baba iyi iletişim kurduğunu, gerekli mesajı verdiğini düşünürken sonrasında üzerine konuşulan davranış problemlerinin tekrar tekrar yaşandığını gözlemler. Aileler sorunlar çözülmediğinde ise çocuklarının psikoloğa ihtiyaç duyduğunu düşünebilir. Peki anne, baba ve çocuk arasında ciddi sorunlara yol açan bu davranış problemlerinin nedenleri nelerdir ve nasıl ortadan kaldırılabilir?
Devamını Oku →