ÇOCUK NASIL ÖĞRENİR?
Her anne baba çocuğunun çok yetenekli olmasını ister. Çocuğunun bilgi ve becerilerini geliştirebilmesi uğruna imkanları dahilinde her fedakarlığa katlanabilir. Çocukta ise öğrenmeye dair doğuştan bir merak vardır; ama bir de bakarsınız ki, çocuğunuzun hareketlenmeye başladığı andan itibaren çevresindeki nesneler üzerine geliştirdiği, bazen müdahaleci olmaya kadar varan o merak ve motivasyonu, okul döneminde yitip gitmiş. Çocuğumuzun öğrenme, bilgi ve becerilerini geliştirmesine yönelik arzumuz sürekli canlı kalmaktayken, onun öğrenme tutkusu tükenmiştir.
Çocuklar, etrafında gördüğü her nesneyi keşfetmeye yönelik bir merakla doğar. Geliştirilebilecek özellikleri doğduğu andan itibaren vardır. Ödül beklemeden, sadece öğrenmenin hazzıyla karıştırır, kırar, döker ve bundan müthiş bir keyif alır. Bizler için sıradan olan pek çok şeyi öğrenme, anlama, tanıma isteğine yönelten duygu onun içinde zaten vardır. Peki büyüdükçe çocuğun içindeki bu motivasyonu yok eden ne?
Çocukları anlamak kolay değil. Çoğu zaman onları sadece minyatür halimiz gibi algılıyoruz. Bizim doğrumuzu doğru bulan, söylediklerimizi anlatmak istediğimiz gibi anlayan, aynı durumlarda aynı duyguları yaşayan minik insancıklar. Fakat farklı olan sadece fizikleri değil, algıları, duygu ve düşünceleri de farklı. Her yaş döneminde çocukların algıları, kendilerini ortaya koyma biçimleri değişiyor. Onu yeterince tanıyamadığımızda da ileriki zamanlarda başarıda önemli belirleyici olan yeteneklerinin keşfedilmesi de zorlaşıyor. Yeteneklerini fark edemediğimiz çocuklar, bir süre sonra bizim beklentilerimizi, yönlendirmelerimizi fark ediyor ve bize göre şekil almaya başlıyorlar. Her çocuğun doğduğu andan itibaren belli ölçüde karşılanması gereken onaylanma ihtiyacından dolayı, takdir edildikleri, kabul gördükleri alanda dikkat çekmeye çalışıyorlar. Bu yüzden belki hiç de yetenekli olmadıkları alanda yoğun çaba sarfediyorlar. Yoku var etmeye çalışırken yaşanan başarısızlık deneyimleri kişiyi travmatize ederek başarı kazanabilecekleri, üretken ve mutlu olabilecekleri alanlardan uzaklaştırıyor, çocuklarda çalışma merakı ve isteği kalmıyor. Yani çocuğumuzun merakını göz ardı ederek, kendi isteklerimizde ısrarcı olarak onlar adına karar alıyoruz. Onlar da başarısızlıklarını kendilerine atfederek bir kısır döngünün içine giriyorlar. Öğrenmeye aç, meraklı çocuk gidiyor, istek ve beklentilerinin farkında olmayan, ebeveyninin gözünün içine bakan, onların mutluluğu ile varlığını hisseden çocuk kalıyor.
Peki ne yapmalıyız?
-
Çocuğunuzun merakını fark etmeye çalışın
Öğretmek istediğimizi değil çocuğun öğrenmek istediklerini keşfetmeliyiz. Böylece daha kalıcı bir öğrenme sağlamış olur çocuğu daha fazla öğrenmeye motive etmiş oluruz. Çocuğun ilgi alanlarını fark ettiğimizde onu daha kolay ve daha doğru yönlendirebiliriz. Böylece beyninde var olan potansiyel gelişir ve çocuğu başarıya götürür.
-
Oyun çok önemli
Çocuğun merakını keşfetmede en önemli nokta oyun oynamadadır. Çoğu zaman çocuğun oyalanma aracı olarak görülen oyun, aslında çocuğu tanıma ve anlamada çok önemli bir fırsat. Oyun çocukların en önemli öğrenme aracıdır. Çok güzel konuşarak anlatabileceğinizden çok daha fazlasını en doğru ve kalıcı bir şekilde oyun ile verebilirsiniz. Oyun sayesinde çocuğun sosyal, bilişsel, fiziksel gelişimi desteklenir. Çocuğun başarabileceğine olan inancı ve kendine güven duygusu gelişir; algı, dikkat ve öğrenme kanalları açılır.
-
Güven ve huzurun olduğu ortamlar sunun
Kendini güvende ve huzurlu hissetmeyen bir çocuk kaygı yaşar. Keşfetme cesareti kırılır. Ne tamamen özgür, sınırları, kuralları olmayan; ne de katı, değişmez bir ortam olmalı. Kuralların, sınırların olduğu güvende hissedebileceği bir ortam çocuğu rahatlatır.
-
Kendi istediğini öğrenmeli
Çocuğun içinden gelen bir istek olması kolay öğrenmesinde ve öğrenme isteğinin artmasında çok önemli.
-
Ona yeterlilik hissettirin
Başarı için önce başarabileceğine inanmalı. Başarabildiği şeyler olduğunu görmeli. Bu cesaretle öğrenme kolaylaşır. Başarısızlık duygusu yaşayan bir çocuğu öncelikle yapabildiği şeylere yönlendirerek bunların farkına varmasını sağlayabilir, sonrasında da biraz çaba göstererek yapabileceği şeyler konusunda cesaretlendirebilirsiniz.
-
Çocuğunuzun gelişimsel özelliklerinin farkında olun
Çocuğun dönemsel özelliklerini bilmek çok önemli. Yedi yaşına kadar çocuklar daha çok görerek, somut kavramlarla öğrenir. Bunu dikkate almadan bir şeyler vermeye çalıştığınızda öğrenme gerçekleşmeyebilir. Her çocuğun yaş grubuna göre dönemsel özellikleri dikkate alınarak iletişim kurulmalı, yaşına uygun beceriler geliştirilmelidir.
-
Dinleyin ve açık uçlu sorular sorun
Bazen anne baba olarak uzun, yararlı konuşmalar yapma gereği duyarız. Ama daha da önemli olan şey onu dinlemek ve anlatmasını sağlayacak açık uçlu sorular sormak. Sorduğumuz sorular onun düşünce biçimini şekillendirmeyi sağlayacak ve ona daha çok yardımcı olacaktır.
-
Öğrenme biçimleri farklı olabilir
Masa başında, sessiz ortamda çalışmak bazen müzik dinleyerek çalışmaktan daha az verimli olabilir. Okuyarak, yazarak veya dinleyerek daha kolay öğrenebilir. Herkesin öğrenme biçimi farklıdır.